1 Mart 2016 Salı

Bizim zamanlar...

Kızların saçlarındaki daha kurumamış şampuanlardı bizim zamanların hülyalı parfümleri. Yüzü gözü olduğu gibiydi, bu yüzden saçını açtın mı yüreğini hoplatırdın bütün erkeklerin. Sağa sola salındıkça etrafı hayaller kaplardı. Şimdi saçma gelse de örgülerin topuzların arasında saçlarını açmış bir kız görmek büyük lükstü bizim zamanlar...

Hangi bastırılmış duygunun fışkırmasıdır bu bilmem ama ilk iletişim yoluydu bir kızın saçını çekmek. Dürtüler daha  o zamanlar kelimelerle özgürleşememişti. İlk insan gibiydik. Bir meme, bebekliğe o kadar yakın olmamıza rağmen o kadar hayal edilemez geliyordu bize. Meme, doğurganlıktaki yerini, ismini koyamadığımız meraka bırakmıştı belli belirsiz aralıkta. Birbirine '' Mu ne muuu?? Meemme ! '' diyen küçük küçük hanzolardık. Yazın normal şartlarda daha fazlasının gördüğün bacağa bakmazken diz kapağı gümrük kapısından geçen her şeye minik bir haz bırakıyorduk.

Ama insandık nihayetinde. Oturduğu sıraya yazı yazıp onun görmesini bekleyecek kadar da cesurduk! Şimdilerde utandığın sıkıldığın duygular o zaman gurur duyduğun duygulardı. Sevmek, birini istemek teknoloji yalnızlığında,  ekonomi kısırlığında kaybolmuyordu! İstiyorsan istiyordun!Cümle alem görse çekinmezdin!

Genelde ilk olarak birine vurma dürtünde buradan geliyordu. Kendini kanıtladığının düşündüğün kavgaların...

Mutlu uyumak için görmüş olmak yetiyordu, elde etmek kelimesinin yanından geçmiyordun, o senin yanından geçti mi tüm dünyadan geçiyordun! Hayal kurmak yeryüzündeki en kudretli şeydi senin için. O kadar hayale rağmen nasıl bir baskıyla büyütülmüş isek ona dokunmak ayıptı!Onunla bir şey yaşamak zarar vermek algısı yer etmişti. Sen onun yerine de düşünüyordun. O yüzden midir bilmem en sevdiklerine hep uzak davrandı bu toplum. Aile de baba uzaktı çoğuna, anneden saklanırdı herşey, abiye yalan söylenir kız kardeşe ket vurulurdu. Oysa ki en sevdiklerindi.

Biz küçükken başladık sevdiklerimize yanlış yoldan ulaşmaya. Evet hissiyat şahsi ve özeldi fakat eylemler genel ve geçer. Kaynağın doğalını yanlış yönlendirdik. Beceremedik hazzı insanla yoğurmayı, hayvanda tıkandık kaldık . Onun yerinede düşünme ukalalığına düştüğünden beri insan, onun yerine de karar vermeyi hak saydı kendinde. Hadsizce!

Zamanında kızların saçını çekmek yerine ilgisini çekseydik, ortak paydada kendimizi geliştirecek kadın erkek ilişkileri kursaydık, saf hissiyatlarımızı  safi egolarla yoğurup doğaya nankörlük etmeseydik o zaman aşık olduğumuzla meşkte edebilirdik.