14 Temmuz 2019 Pazar

Ansızın


Aksırır gibi doluyor gözlerim.
Ansızın. 
Bir kahve siparişinde, bir sebze alışverişinde...
Bazen bir ıslık duyuyorum; 
Başımı çevirmem ile gözümden fırlaması bir oluyor yaşların.

Her damlada bir anı akıyor yanağımdan.
Bazıları ise ısrarcı, gözümün çeperine tutunup düşmüyorlar aşağıya
Gözümde inatçılar.


Nezle oldum diyorum,
Yaz gribi diye bir şey uyduruyorum,
Polenler yapıyor diyorum...
Kimse durmuyor üstünde böyle dediğim zaman,
Ben de durmuyorum.

Zaten kimse de bana yakıştıramıyor o halleri,
Resmi güzel bir Akropolis gibiyim,
İçimi hatalar patlatmış ama yanlışlıkla...

Bir şekilde buldum yolunu tahribatı gizlemenin.
Ama içim...
Keşkeli ama sakin.
Ummadığım aksilikleri oluyor, 
Yüzü gözü atıyor içimin, 
Yüksek tansiyon var bende diyorum
Beni bir şeye sinirlendi sanıyorlar, 
Kimse anlamıyor üzüldüğümü.

Kaldı ki, üzüntüyü anlatabilir mi insan?
Kaç milyar insan varsa yeryüzünde 
Bir o kadar şahsına münhasır üzüntü vardır.
O kadar da yalnızlık.
Keza kimse sığdıramaz kalp belleğine o kadar farklı üzüntüleri,
Bulur kendine özgü bir üzüntü, sarılır ona, sağır kalır diğerlerine.

Bir gün biri başkasının üzüntüsünü anlayabilirse; veda eder aklına.