Gerçi, dur nayloncu ben sana öncelikle buradan biraz bahsedeyim; buranın dili başka. Burda söylediğin, söylediğin gibi değil mesela. Her daim alttan bir ironi vakıf olmuş kelimelere. Popüler diye bir şey var buralarda. Daha kimse nedenini bulamadı. Araştırıyorlar. Ama çok enteresan...
Aslında senin gibiler be ağbi. Yanlış anlama beni, seni bir kefeye koymak değil derdim ama bu benzeşmeler dikkatimi çekti. Onları da bekliyoruz bir an önce gitsinler de biz oyun oynamaya devam edebilelim diye. Yüzleri yok. Belli belirsiz. Aynı sen. Geliyorlar bir feryat figan . Bizim evdekilerde bakıyor haliyle, mahalle enteresan havuzdur. Kısa bir gündem olma süreci, sonra işlerini görüyorlar gidiyorlar. Olan bizim güzelim oyunlarımıza oluyor.
Bir de burada doğrular o kadar doğru değil. Yani doğrular hala doğru ama buralarda değil, sana borcu olup giden ev hanımları gibi. "Haa onlar mı? Onlar taşındı buradan" denilebilir. Burası havada yürümek gibi devam ediyor. İnsanlar bir garip bakıyor. Burada ki herkes özel yaratıklar. - Zaten yaratımlarından dolayı özeller de yaratıldıkları gibi kalmışlar-. Burada evinden çıkmadan dünyayı bilenler var. Teknoloji çok ilerledi! Senin gibi sokak sokak gezmeye de gerekleri yok. Mesela sen şimdi girmediğin mahalle hakkında konuşmazdın. Gerçi girdiğin mahallelerin de suyunu çıkartırdın o da başka ama. Buradakiler her yer hakkında konuşabiliyor. Buradakiler çok kültürlü. Sevgiler de harika burada. Senin hesap defterin gibi sevgiler. Varlık içinde yokluk. Yani senin defterde sözün ona ne kadar paran varsa buradaki insanlarda o kadar dolu dolu yaşıyor aşkı.Taşınmasalar bari...
Buralar böyle anlayacağın çok da kafanı şişirmiyeyim nayloncu. Devir senin devrin . Bence çık sokaklara haykır derdini! " bu ne len! kimin naylonunu kime satıyorsunuz! " de. Devir senin. Hayırlısıyla bir bitseniz de bizde maçımıza devam etsek.
O bu değil de; " Anneeeee su sarkıtır mııısıınn ? "