20 Aralık 2019 Cuma




Hayatımın çirkinliğinden güzelliğini göremiyorum. 

Biliyorum güzelsin. 
Göremiyorum.

Belki de hayallerim suçlu.

Belki beklemediklerim suçlu
Belki böyle düşüncelerle yorulduğum için ben suçluyum.

Bir tek sen suçlu değilsin bu davada.

Benim derdim büyük. 

Belki de bu yüzden küçük mutlulukları
Gözümden kaçırmışım da 
Dilime düşmüş, orada volta halindeler
Duvarlara çarpan özgür niyetlerim gibi.


Değirmenime taşıdığım kovalarla avunmaktan,

Ansızın çağlayınca su, kalakalmışım.
Suyu konuşmaktan, unutmuşum.


Yorgunluğumun mimarı benim

Biliyorum. 
Yok şunlar yok bunlar...
Etraf da saydığım ne varsa sevmediğim
Onların içine kendimi ben bırakıyorum, koşulsuz.

Halbuki ilgilenmeyebilirdim. 

Kendimi bir kaç parçaya bölmeyebilirdim.
Yaşamımın kökünün bilmediğim doğrular tarafından  
Parçalanmasına izin vermeyebilirdim.
Yaşayabilirdim kendimi, kendimle
Kendimden taşarsam, akardım güzel bir ele. 
En fazla ikiye bölünürdüm.
Adı da bölüşmek olurdu belki.
Sevdalı bir söz bölüşmek, güzel söz.


Gel gör ki ben bölüşmenin de güzelliğini biliyorum. 

Ama göremiyorum.
Muhakkak var etrafımda. 
Hatta dönsem sırtımda bir el var. 
Başımı bıraksam bir omuza düşer. 
İnanmak gibi biliyorum.
Ama...


Ben kendimi çok yordum.

Dünyanın dertlerini giydim
Kendi kıyafetlerimden vazgeçip. 
Dünya dertleri transparan, 
Ya delirmiş görünüyorum 
Ya da muhtaç. 



Çaresiz misin dersen,

Değilim. 
Bir çaresi var mı dersen,
Var. 
Her çıkmazın bir çıkarı vardır... 
Umudun kestirmesi,
Nefretin bir sevgisi,
Her yanlışın bir doğrusu var.
Biliyorum var. 
Ama göremiyorum...


Veysel duysa, bana üzülür.

O görebiliyor
Ben göremiyorum.
Oysa ikimiz de aynı kırlarda koşan çocuklardık.