30 Mart 2023 Perşembe

 -Çoğunluk girdabında boğulmamaya çalışıyoruz. Taneliğin niteliği, suyun ivmesiyle arada görünüyor o kadar. Nasıldır ki bu kalabalığın tuzağı, insan kendini duymamak için düşüyor.  

-Nedir kendiyle alıp veremediği insanın?  Elinde olan tek şeyden canhıraş kaçmanın sebebini hiç düşündün mü? 

-Bu benliğin bire birde hiçe sayılırken kalabalıkta kabul görmesi çok yorucu. Mikrosu eksik, makrosu kendinden tamam. Ama kendi hiç olmadı tamam. 

-Bir kısır bu; sonuca soru sormak. Yararı olmayan politikacı gibi zihin. Etkileyebildiğini de unutup iyice etkileniyor. Bir yana yatmış tekneler gibi. Gidebildiğini unutmuş. Ama herkesten çok görmüş. Ama toplum onu anlamamış, ama o toplumu anlamış. Mışıl mışıl beyin fırtınası. 

-Şu sürekli derman dileme halinden bıktım.  Diğer yandan da bu dileme hakkının sadece ihtiyaca mecbur bırakılması da dilek dediğinin aslına ters de neyse. Gönülsüz dilekten felek doğar! 

-Tembellerin talepleri sırtımı yere getirdi çoğu zaman. Tuş oldum bir kırılmamış dize. Bir görmemiş göze. Bu da benim tuşluğum... 

-Ancak dilimizde kendimize olan inancımız, eylemde karşı kıyının rüzgarı gibi. Eskiler uğraşmamak için " söyleyen gitti " derlermiş. Ben de sevdiğin gitti diyorum. Sevdiğim, kendim. Gitti. 

-Bazı versiyonların idrakı zor oluyor. Zihnin, yeniliği bir düşman gibi kovuyor, korktuğunu da söylemiyor. Sen zannediyorsun şavaştın da kazandın. Senin kapıcı güçlü zannediyorsun. Dışın sana hallettiğini söyler halbuki elbet giden geri gelecek, sofrandan yiyip doyana kadar. Sen sofranı diri tut. Kendin için yap. Evin yol üstü, muhakkak ki biri uğrayacak. Sebebi ne olursa olsun... 

-İnsan, olmayana olandan daha çabuk ve sıkı inanabiliyor. Olasılıklar yüzünden olanı ezip geçen bir terazimiz var. İhtimale, görmediğine gördüğünden daha çok değer veren, kendine rehber edenler var. Olmamış şeyleri olanlara yedirmediğimiz zaman, olan da büyüyebilecek. Kurban isteği son bulsun. 

-Son olarak içimizdeki korkulara milyon farklı tabir bularak, kendine dokunulmaması için harcanan enerjiyi korkuları yenmek için kullansak, hakiki zenginliğin tadını çıkarırız. Tadını almadığını insanın canı çekmezmiş. 

Senin bu dünyadan dileğin, talebin, isteğin, arzun ne?  Ama bana söyleme. Sende kalsın. Sen bil. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder