18 Eylül 2023 Pazartesi


Dikkat eksikliğim var. Şu sıra kimse dikkat etmiyor bana. Dikkatlerden kaçan bir an gibi hissediyorum kendimi. Afili cümleler kurmaya, büyük tavırlar sergileme ihtiyacım var. Dikkat çekmek istiyorum bu aralar.

Muhtemel kayboldum. Kendi içimde de bulamıyorum, ben de dikkat edemiyorum kendime. 
Eski rutinlerimi, adı sağlıklı besinlerimi, adı doğru olan eylemlerimi, sonu haklı çıkan duygularımı da kaybetttim. Şamandırası olmayan bir koy gibiyim. Gelenin attığı demirler de rüzgarımdan tarayarak terketmek zorunda kalıyor koyu. 

Güneşin ufka değdiği yerde, saçın dalgasına binip gelen bir kadın mı kurtarır beni? 
Yoksa Medusa'nın kıvrımlarının arasında boğuldum diye mi koca denizken bir koy gibi kaldım iki dağın arasında? 
Buna ömrüm yeterse nihayetine vardırırım. 

Şimdilerde cevaplarım bile, antik mitlerdeki geniş kanatlı canlıların midesinde o ufka doğru uçup kayboldu. Ancak bir savaş çıkarsa tekrar gelirler sanırım. 

Hep öyle olur ya anlatılarda; sonu gelmeyen savaşlarda, bitip tükenmiş bir haldeyken, ufuktan koca kanatlı astronomik bir şey gelir. Ve biz onca insanın ölümüne inanamazken ona bir anda inanıveririz. 

Ben de bir dinazora inanmıştım zamanında. -Biliyorum, biliyorum da neyse-. Boynumu açmıştım. Sakinliyordu boynumda.  Nasıl indiriyordu tırnaklarını, nasıl yumuşuyordu kabukları. Sanki boynun eksiği o canlıymış gibi.  
Ama biraz uzaklaşmaya görsün ateşi beni de yakıyordu. Uysallaşınca, pansuman yapıyordu sonra tekrar yakacağı yere. Ben, o zaman anladım. Benim derim ona yetmez, taşımaz bunca yangını.  Onca zaman kabuk bağlamasın, kaskatı olmasın da insan kalayım diye kendim sevdim derimi, yumruk olmasın diye tuttum elimden. 

Hiç ummazdım hayata dair bütün cevaplarımın boynuma çökeceğini. E nihayeti nefesim de orada, mucur yol gibi şimdi içerisi. Alırken başka yoruluyor nefes, giderken başka azalıyor.  Nesiller arası bir fesadı var sanırım. 
Bazı geceler kursağımda kalan bir hikaye uyandırıyor uykumdan; sanıyorum ki boynumda dinazor var. 
Yokmuş. 

Geçen gece de elimin dinazora dönüştüğünü gördüm. Koynuma geliyor sandım da boğazımı sıkıyordu sanki. Bazı zamanlar da dünüme şaşırıyorum, derimin ağırına, dilimin ayarına... Elim, dinazoru, boynu, rüyası, gerçeği topyekün birbirine girdi. 
Buradan uzak. 

Bir şarkının bize bıraktığı kalıptan bitireyim bu yazıyı;  bir gün dinazorlar biter aşklar kalır.

4 yorum:

  1. yüreğine sağlık daykom

    YanıtlaSil
  2. İyi ki aşık olmuşsun o dinazora. Seni yine kendine döndürmüş. Bu güzel bir his. Herkes aşık olabilir ama herkes içine dönemez zanlımca.
    Morena

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi ki mi bilmiyorum. İçim'e dönerim her zaman. Ne sevmekten ne de içimden korkmadım hiç. Sevgiler...

      Sil