28 Ağustos 2016 Pazar

Nayloncu.

Benim bir derdim var.  Al bu derdi yerine mandal filan ver nayloncu! Aslında devir senin devrin. Bizim çocukluğumuzda sen mahalleler arasında dolaşan, ilk habercilerin biz çocukların olduğu- çünkü sen geldin mi maça ara vermek zorunda kalırdık - sonra annelerin olaya dahil olduğu ve sonrasında ise unutulan varla yok arasında bir ilişiktin. Mesela eski mahalledeki tüpçünün bile hatırı vardı bende, hiç girmediğim kuaförün, kuru temizlemecinin bile! Halbuki sen yoksun. Hem herkesle bu kadar haşır neşir olup, hem de bu kadar belli belirsiz olmak senin harcın. Yani senin arabanın arkadan bir görseli var -o da gitse de maça devam etsek diye bakmaların mirası-. Dedim ya senin eskiden kıymetin çok bilinmezdi ama simdi senin devrin; biz büyüdükçe her şey naylona bağladı. İlişkiler, dostluklar inanmazsın faturalar bile! Fatura ulan bu diyeceksin sen simdi, nasıl naylon olur bu. Ya caanım nayloncu senden sonra naylon sektörü çok başka hal aldı. Mesela bazı arkadaşlarım var naylon.  İnanmazsın versem onu, bana leğen vermezsin yerine. Hatta bazı bilge kişiler var ki mahallelere götürsen o arabada kalır. Onun yerine ip alır millet. . En azından ip işlevsel, o safi üfürük! Geçende bir "sanatçı"gördüm. Yani öyle deniyor ya buralarda...
Gerçi, dur nayloncu ben sana öncelikle buradan biraz bahsedeyim; buranın dili başka. Burda söylediğin, söylediğin gibi değil mesela. Her daim alttan bir ironi vakıf olmuş kelimelere. Popüler diye bir şey var buralarda. Daha kimse nedenini bulamadı. Araştırıyorlar. Ama çok enteresan...

Aslında senin gibiler be ağbi. Yanlış anlama beni, seni bir kefeye koymak değil derdim ama bu benzeşmeler dikkatimi çekti. Onları da bekliyoruz bir an önce gitsinler de biz oyun oynamaya devam edebilelim diye. Yüzleri yok. Belli belirsiz. Aynı sen. Geliyorlar bir feryat figan . Bizim evdekilerde bakıyor haliyle, mahalle enteresan havuzdur. Kısa bir gündem olma süreci, sonra işlerini görüyorlar gidiyorlar. Olan bizim güzelim oyunlarımıza oluyor. 
 Bir de burada doğrular o kadar doğru değil. Yani doğrular hala doğru ama buralarda değil, sana borcu olup giden ev hanımları gibi. "Haa onlar mı? Onlar taşındı buradan" denilebilir. Burası havada yürümek gibi devam ediyor. İnsanlar bir garip bakıyor. Burada ki herkes özel yaratıklar. - Zaten yaratımlarından dolayı özeller de yaratıldıkları gibi kalmışlar-. Burada evinden çıkmadan dünyayı bilenler var. Teknoloji çok ilerledi! Senin gibi sokak sokak gezmeye de gerekleri yok. Mesela sen şimdi girmediğin mahalle hakkında konuşmazdın. Gerçi girdiğin mahallelerin de suyunu çıkartırdın o da başka ama. Buradakiler her yer hakkında konuşabiliyor. Buradakiler çok kültürlü. Sevgiler de harika burada. Senin hesap defterin gibi sevgiler. Varlık içinde yokluk. Yani senin defterde sözün ona  ne kadar paran varsa buradaki insanlarda o kadar dolu dolu yaşıyor aşkı.Taşınmasalar bari...

Buralar böyle anlayacağın çok da kafanı şişirmiyeyim nayloncu. Devir senin devrin . Bence çık sokaklara haykır derdini! " bu ne len! kimin naylonunu kime satıyorsunuz! " de. Devir senin. Hayırlısıyla bir bitseniz de bizde maçımıza devam etsek.
O bu değil de; " Anneeeee su sarkıtır  mııısıınn ? "

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder