11 Temmuz 2014 Cuma

Görsen muhakkak...

Bir sevdiğim vardı benim, yakındaydı. Görsen muhakkak tanırdın onu. Aynı bendi.
Ben gibi severdi.
Uyku aralarında sarılırdı bana. Boynumda hatrı vardı. Ben sarılmasam boynum sarılırdı ona.
Bir kalbi vardı kadınlığından öte. Öyle güzel atardı ki, sen heyecanlanırdın! 
Görsen muhakkak tanırdın. 

Bazen ufak oyunları vardı ama bilirdin, görünürdü. Göstererek oynardı, oynamayı severdi o. 
Küçük oyunları vardı, küçük oyunlara alet olmamıştı, oyunu keyfen oynardı. Hayatını oyuna heba etmemişti.
Oyun(du).

Bazı sabahlar kahvaltı hazırlardı bana, olandan olmayacak şeyler türetirdi. Lezzetliydi elleri, belki pamuk değildi ama lezzetliydi. Zaten pamuk bir el ne kadar sevebilirdi ki?
Gerçi o da pamuk elleri olmasa da pamuk elleri olan biri gibi davranıyordu...
Görsen muhakkak tanırdın.
Bir kahvede muhabbeti baki kalan bir insandı,  sohbeti şekersiz kahveyi arada kaynatırdı, telvesi bile gözünde kalmazdı. Fincanı kapatır ama bakmazdı.

Hayata karşı yürümekten yorulduğun zamanlar o sana doğru koşardı, o zaman sen gerçekçi aklınla sorgulardın, bir varlığın başka bir varlığa böyle candan koşuşunu. Sonra içten içe dertlenir ama söylemezdin, heyecanlarını yitirmiş olduğunu kendine! O, sana inat hatırlatırdı senin olgunluk adına ezdiğin heyecanlarını, sana! Sen de koşardın! Birbirine koşan insanları... Görsen muhakkak tanırdın.

Akşamüstleri ufak bir rüzgar estiğinde sarılırdı bana, vücut iklimimin dengesini sağlardı teniyle.
 Güneşin vedasını teninin vefasıyla dengelerdi.
Ömrü vefa etti ama gönlü ömrüyle hem fikir değildi.
O vefa etmedi.
Sefası bakiydi,
Cefası bana saki,
Ama illa ki.
Görsen muhakkak tanırdın!



1 yorum:

  1. Ömrü vefa etti ama gönlü ömrüyle hemfikir değildi. O vefa etmedi. Sefası bakiydi, cefası bana saki, ama illa ki. Görsem muhakkak tanırdım!

    çok beğendim :)

    YanıtlaSil