2 Ekim 2017 Pazartesi

Çok

Bir şeyleri çok yapmam lazım uyuyabilmem için, yalnızlığımda.  Çok yorulmam lazım, çok uyumamış olmam lazım ki ; bu çokluğu dengeleyebileyim. Bir şeyin bu kadar çok olması , insanı bu denli az yerlerde ayyuka çıkartıyor. Sanki herkes bir anda yere çökmüş gibi, seninle benim dışımda. Sanki rüzgar bir bizim yüzümüze çarpıyor. Bir bize geliyor dalga sesleri. Bu kadar çokken doğa, bu kadar çokken sen , şimdi ben bu şehir fakirliğinde nasıl bulayım yolumu usulca...

 Nasıl yaşayayım bu lüksü ? Musluktan akan suyla yüzümü nasıl yıkayayım şelaleden gelmişken. Ya betonların içine nasıl sığacam şimdi. O kadar gelişi güzel, ağaçların arasında budaklanmışken . Hem kaldı ki gök bana ahbap, kaldı ki ben asmışım halamın yıldızlarını göklere! 
Yıldızları asarken oralardan bir taşa çarpmış kolum, aşağılardan biri yıldız kaydı demiş yanındakine. Dilek de  tutmuşlar ne bilsinler oralar dileklik yerler değil!  Peki ya ben nasıl diyeyim onların hayal gücüne ; "Biz yıldız asarken kolumuz çarptı da siz öyle sandınız " diye. 
Hadi ben sığayım da onların tabiri ile yer ile göğün arasına, bu kafes bu kalbe ne ola...Rahatı kaçmış gibi vuruyor parmaklıklara. Ben nasıl dur diyeyim ona davasında haklıyken , yok yere kapatılmışken , ellerini yumruk yapmış her vuruşunda daha bir sevdaya düşerken, nasıl diyeyim senin özgürlüğünü benim fakir zihnim almış diye. Vuruyor kalbim. Haklı! O haklı da ben bu kadar haksızlıkla yoğrulmuşken insanlar nasıl hakkını vereyim senin. Yağmalamazlar mı? Bu kadar sarılmışken onlar borsalara, bizin minik tekneyi batırmak istemezler mi? 

Peki halüsinasyonlar neden bu denli fazla?  Gözümün önüne gelmenden değil, gelmediğin aralıklarda ki eşya, şehir,yüz halüsinaysonlarından bahsediyorum. Nasıl sığıyorlar anlamıyorum. Ayıp değil mi yaptıkları!  Ben gözümü kapatmadan körü körüne gidip anlatsam bütün buraların gerçek olmadığını , göz yanılması olduğu, aslolanı görmeyi engellediğini  , bana deli demezler mi? Varlık bozdu bunu demezler mi? Bu kadar çokken sen, ben nasıl normal seyredeyim bu yaşamı?

Gezegenlerin dengi iken nasıl yer çekimine mecburmuş gibi davranayım. Görmezler mi benim adımlarımın ; zamanlarından yavaş ,kavgalarından yumuşak olduğunu. Ben havada yüzerken insanların ayakları nasıl bağlamış kunduralarla koşmaktan. Ben nasıl anlatayım yerlere basmanın çok güzel olduğunu?

Örnekleri bile çokken tasvirleri beni doyurmaz iken ben nasıl bu duyguyu "az" yaşayayım...


1 yorum:

  1. Onlara Güzel şeylerden bahsetsek?
    misal kayan Yıldızlardan Degil de Bizi hayatta tutan Yıldızdan misal?
    Kayan yıldızların gerçek Hikayesi o insanların Umudunu ve Güvenini sarsmadan
    Her gün hiç farkedilmemiş bi Yıldızı anlatsak?
    Daha doğrusu fark edilip de Yıldız olduğunu umursamayan veya bilmeyen tüm bu İnsanlara bu Yıldızın bizim için ne kadar önemli olduğunu ve bizi hayatta tuttuğunu söylesek inanırlarmı?
    Sadece Kayan Yıldıza hayranla bakan o İnsanlara , "Güneş" bizim Yaşamamıza sebep olan tek Yıldız , ona iyi bakım desek?
    Bu zalim dünyada bunu kaç kişi inanırki?
    Bu karanlık ve grilerde sıkışmış olan Bugünümüzde kaç kişi Güneşe bakıp Dilek tutar ki?

    YanıtlaSil