25 Ekim 2017 Çarşamba

Ne bekliyordun?

Ne bekliyordun ? 

Bilmediğin bir şeyin olmasını mı? İnsan tahayyül edemediği bir şeyi nasıl bekler?  

İnan bana ben de hayatımda ne olduğunu, nasıl olduğunu/olacağını bilmediğim 324223783287348 olay bekliyorum. İsimleri yok. Tanımları yok, tavırları yok ama bekliyorum. Bekleyelim de görelim sevimsizliğini giyiyorum. İnsanlar ne giysem yakıştığını söylüyor. Herkesle benzeşen bu benzeme kıyafetini giydiğimde daha çok hoşlarına gidiyorum. Sıralı,gönüllü bekleyen insanlar oluyoruz. 

Ne beklediğimi bilmeden o "güvenli " alanda banliyo evler gibi yaşayacağız. Korkacak bir şey dahi yok. Kimse korkusundan ne beklediğini sorgulamaz. İnsanlar korkuyor diye benim korkmama da gerek kalmayacak. Onlar benim yerime de korkar. Oh mis! Alan razı satan razı. Yaşama hakkını korkuya  satan razı, pasifliği alıp üzerine giyinen razı...

Beklemek eski zamanlarda bilginin ya da sevginin getirisi iken şimdilerde bilinmezlikle bütünleşmiş. Her zaman bilmediğini bekliyor insan, onun için yaşıyor, ona sığınıyor, onu resmediyor, ona inanıyor ,günah türetip onu benim boynuma geçir diyor,hem kendi çalıyor hem kendi oynuyor bilmediği ihtimallerle... 

Bunca kaynağını da,gelişimini de bilmediğin niyetler neden? 

Hayal gücünün baloncuklarını, resimlerini duvarına asmadığın emekler neden? 

Kendi gücün , hayalinle neden papaz? Kim düşürdü birbirlerine onları?

Korkuyla , bilinmezlikle anlaşan hayalin, kendi gücüyle ortak bir payda buluşamayaşının nedeni ne ?

Kim simule etti hazlarını? 

Halıların köşelerini yol yapan , dümdüz oklava ile türlü oyunlar türeten, tencere kapağıyla dünyayı gezen çocuk , şimdi ayakkabısını bağlayamıyor. Ekranında gördüğü beyaza leke düşmesin diye sokak tanımıyor. Parayı kazanmaya kazanıyor ama alışveriş yapamıyor. Senetler imzalıyor, taahhütler veriyor yıllarca sürme umudundaki gestapo maaşlara. Kendini bloke ederken, girdabın durağanlığından başı dönüyor. O kafada bilmiyor ne beklediğini. 

Dile gelmiyor içi. Karnında kalıyor tanımadığı ama onunla olan istekler. Bazı zamanlar ağrı kesici alıyor, biraz da çikolata onun narkozu oluyor. Yanakları başka kıtadaki çocukların mutluluk resmiyle doluyor. Biraz al, biraz pembe.  Etraf yenmiş muz kabukları ile dolu ve düşen de hep sen oluyorken vücudundaki morluklar bile uyandıramıyor niyetlerini.

Can çıksa da huy çıkmıyor ama kim ne zaman soktu kimse bilmiyor. 

Koşana deli, oynayana çılgın, sevmeyene bilgin , uyuyana olgun demiş biri  kimse de uyandırmıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder